10 Mayıs 2015 Pazar

El yarası geçer, dil yarası geçmez

Küçükken düşerdim yere. Dizlerimi kanatırdım. Beden yarasıydı sonuçta,geçerdi,bilirdim... Büyüdük çe bir yaranın geçmeyeceğini,onarılmayacağını anladım. Dil yarası... Orhan Gencebay ne demiş? Dil yarası en acı yara imiş. :) Gerçekten de böyle. Dil yarası açmanın en önemli sebebi üslup farkıdır. Bunu çeşitli örneklerle açıklayacak olursam size en basidinden şu örneği verebilirim: İki insan düşünün. İkisininde karşısında bir insan var ve o insan kilolu,geniş kıyafetler giyen bir insan. Bir tanesi karşısındaki insana diyor ki '' ne kadar şişkosun,yolda yürüyebiliyor musun bu şişkolukla,o geniş kıyafetinin içine benden 5 tane girer''. Diğeri de bu kilolu insana diyor ki'' canım evet kilolu olabilirsin ama bu çaresiz dert değil ki çeşitli yöntemler var zayıflayabileceğin,üzülme''. Hangi cümle hoşunuza gider? İkinci cümle dediğinizi duyar gibiyim. :) Birincinin kullandığı cümle dilin kalpte açtığı bir yaradır. Arada çok mesafe vardır fakat o kalp bir kelime paramparça olur. Elimize,belimize,dilimize sahip olmak dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder